Total Pageviews

Wednesday 10 March 2010

HASTAYIM DOKTORUM HASTA

Türklerin Doktor Mestan’ı mesai saatinin dışında yakalamaları zor. Dr. Mestan 15 sene kadar önce gelmiş Sydney’e. Sonra “Neler çekmiş!’’. Bir yandan ambulans görevlisi olarak çalışmış; Avustralya otoritelerine Tıp ilminden anladığını ispat etmek için, deyim yerindeyse, ‘kıçından terler akıtmış’.

Bir tıp insanı olarak “Kendimi aşağılanmış hissediyordum” der. Sonra epey bir süre başka Doktorların kliniklerinde çalışmış, maaşlı.

“Yol yordam öğrendik” diyor “ Türkiye’de farklı işliyor çark”. Tavla masasında bile bulur insanlar bu 40’lı yaşlarını süren doktoru.

- Neyin var bu kez Adanalı?

- Ağabey hiç sorma bir basur belası çıktı başıma, hiç sorma..

- Bilirim, sıkıntılıdır..ama ilaçla, kremle idare edersin

- Yok Doktorum, bu iş kremle-miremle geçecek gibi değil. Hasta olduğum zaman erik gibi kabarıyor namussuz..acı da yemezdim ben ama. Nereden çıktı başıma? Zaten şekerim de var, iyice çürüğe çıktım ocak fabrikasında 20 yıldır doktorum be.

- Eee paraları da yüklendiniz amma

- Öyle paranın canı çıksın be doktorum, insanın sağlığı yerinde olmalı ama geç öğrendik. Gençlik de var o zamanlar, para yapacaktık tabii. Sonra çocuklar, derken çıkamadık o işten.

- Seni bir uzmana gönderelim o zaman, bizim Hintli doktor Kemal var yakında, iyi bilir işini.

O ana kadar sessiz ve saygı ile dinleyen Esat atladı konuşmaya, tam onun için gırgır yapacak konu. Bu oğlan her şeyden bir mizah çıkarmakta usta

- Adanalı, doktoru buldun bedavadan akıl soruyorsun gene. Ne üçkağıtçısınız olğum be. Hem var ya senin işin zor, bu basur işi çok zor. Ama bence sen o Hintli doktora gitme

- Neden yahu?

- Aabi bak şimdi. Bu basur işinde adamın dübürden kontrolü yapılır ya. Kamera filan sokup bakıyorlarmış

- Deme yahu ne kamerası

- Televizyon kamerası. Yok yok, yav ince bir kablo var, ucunda da kamera var kolonoskopi diyorlar. Onu sokuyorlar, affedersin, geriden

- Aman başıma gelene bak Doktorum, doğru mu söylüyorsun Esat? Bu yaştan sonra bir de...

- Sadece O olsa neyse, onu yaparken hiç olmazsa uyutuyorlar . En zoru ilk muayene. İlk gidişinde uzman parmağıyla kontrol ediyor. HER SENE ONU BI KERE SOKTURMAK LAZIMMIS ABI BARSAKLARI GORUYORMUS....

Benım yasımdakı bırısı bugun loroskopı mı ne varmıs onu anlatıyor... barsak kanserını onlemek ıcın adamın kıcına kamera sokmuslar... dedi.. sen yapacanmı dedımm.... abı bı yastan sonra herkes yaptırıyomus abıı bu gune kadar yaptıranlar ghıc uyandırmadı kı benı....

- Nasıl yapıyor o işi?

- Şimdi seni yan yatırıyor yatağa, bacakları karnına çekiyorsun, tabak gibi açıyorsun malı yani

- Ulan Esat ne uğursuz haber veriyorsun yahu, bunun başka yöntemi yok muymuş ulan bu koca Avustralya’da?

- Dünyada yok. Bir tür erkek aybaşı’sı diyebilirsin. Mecbur yani. Korkma hepimiz geçeceğiz o yoldan. Şurda gördüğün adamların çoğunluğu en az bir kere açtı kabak çiçeğini. Onun için, sakın Hintli doktora gitme Çinli bir doktora git.

- Niye?

- Hintlilerin parmakları uzun oluyor, Çinlilerin kısa da onun için

- Yahu ne hınzır oğlansın sen Esat

- Tabii ya oğlum, ben daha evvel ameliyat oldum yumurtalıklardan oradan biliyorum. Kamera ne ki? Bana hortum soktular, lavmanmış anasını satayım. Sen benim dediğimi dinle bak ben bir adam biliyorum, bazen basuru azdığında karısının petlerini koyuyor valla. Kanaması var hesaabı! Bi gün diyeceğim ama ona “ aabi götün düşmüş gene “ diyeceğim.

Yaa Adanalı, lan neler var dünyada be..sen kendindekini dert sayıyorsun



Doğan şahin-Sydney 2004

No comments:

Post a Comment

Thank You...Teşekkürler